İhracattan Doğan Alacakların Tahsil Edilememesinin Şüpheli Alacak Karşılığında Durumu ve İzlenecek Yol

0

I. GİRİŞ

Günümüzde gerek yurt içi gerekse de yurt dışında bulunan firmalarla yapılan ticarette kredili satışın yoğun olduğu görülmektedir. Söz konusu bu durum bazen alacağın tahsilinde sorun yaşayan firmalarda ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Özellikle tahakkuk esasının geçerli olduğu ticari ve zirai kazanç ile kurum kazancı göz önüne alındığında, hem tahakkuk ilkesi gereği tahsilatı beklenmeden gelir olarak dikkate alınması hem de tahsilatın yapılamaması mükelleflerde çifte mağduriyete neden olmaktadır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde yer alan şüpheli alacak kavramı bu noktada önem arz etmektedir.

II. ŞÜPHELİ ALACAK KAVRAMI

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre şüpheli alacaklar ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla,

  1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
  2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 3.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’den itibaren 4.000 -TL) Türk lirasını aşmayan alacaklar;

Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki fıkralar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler.

III. YURT DIŞINDAN OLAN ALACAKLAR İÇİN ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIK DURUMU VE İZLENECEK YOL

Yukarıda belirtiğimiz üzere;

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre ticari kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olarak dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 3.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’den itibaren 4.000 -TL)  Türk lirasını aşmayan alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu şartlardan herhangi birisinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Öte yandan, alacağın yurt içinden veya yurt dışından olması bir önem taşımadığından yurt dışından olan alacaklar için de bu madde hükümleri geçerlidir.

Buna göre yurt dışından olan alacaklar için mahkemeye dava veya icra merciine takip dilekçesinin verilmiş olması, alacağın dava veya icra safhasına intikal ettiğini gösterir. Ancak şekli bir başvuru alacağın şüpheli sayılması için yeterli değildir. Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için mahkemeye dava veya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, yurt dışından olan alacakların şüpheli hale geldiğinin ispatlanabilmesi için ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya icra takibinde bulunulması gerekmektedir. Yurt dışından olan alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle oluşacak kur farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.

IV. SONUÇ

Mevcut vergi mevzuatımız kapsamında yurt dışından olan alacaklar için şüpheli karşılık ayırabilmek için;

–  Öncelikle alacakların ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması,

– Dava veya icra safhasında bulunan alacaklardan olması,

– Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 3.000 (1.1.2022’den itibaren 4.000-TL)  Türk lirasını aşmayan alacak olması,

– Alacaklı olunan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya ilgili ülkenin icra mevzuatı uyarınca icra takibine başlanılması,

– Söz konusu takiplere başlanıldığı hesap döneminde karşılık ayrılması

gerekmektedir.

KAYNAKÇA:

  • 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
  • İdari düzenlemeler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir