İskonto ve KDV
ÖZ
“İskonto” diğer bir deyişle “indirim” ticari işletmeler açısından talebin devamlılığını sağlamak, müşteri kitlesini artırmak, nakit akışını hızlandırmak, işletmenin reklamını yapmak gibi nedenlerle ticari hayat içerisinde yer alan unsurlardan biridir. Mevzuata uygun olarak yapılan iskonto 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25. Maddesi kapsamında KDV matrahına dahil değildir. Makalemizde KDV kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında iskontonun tanımına, uygulama şekillerine ve olması gereken muhasebe kayıt şekillerine değineceğiz.
Anahtar Kelimeler: İskonto, Hesaplanan KDV, KDV Matrahı,
I.KATMA DEĞER VERGİSİ MEVZUATINDA “İSKONTO
İskonto kavramına 3065 sayılı Katma Değer Vergisi’nin 25. Maddesinde yer verilmiştir.
“Matraha Dahil Olmayan Unsurlar
Madde 25
Aşağıda yazılı unsurlar matraha dahil değildir:
a)Teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticarî teamüllere uygun miktardaki iskontolar,
b)Hesaplanan katma değer vergisi.”
Madde metninde görüldüğü üzere yapılan iskontonun Katma Değer Vergisi kapsamında matraha dahil olmaması için fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmesi ve ticari teamüllere uygun oranda yapılması gerekmektedir.
KDV Genel Uygulama Tebliği bu şartları şu şekilde açıklamıştır:
“…Bu durumda, iskontoların KDV matrahına dâhil edilmemesi için aşağıdaki şartların bulunması gerekmektedir:
- a) Söz konusu iskontolar fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmiş olmalıdır.
b)İskontolar ticari teamüllere uygun miktarda olmalıdır. Bu iki şartın bir arada bulunmaması halinde iskontoların matrahtan indirilmesine imkân bulunmamaktadır.”
Tebliğe göre satılan mal ya da yapılan hizmet karşılığında düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip sonradan ya da yıl sonlarında iskonto yapıldığının bir dekontla bildirilmesi veyahut ticari teamülleri aşan bir miktarda iskonto yapılması hallerinde, yapılan ya da bildirilen iskontolar bu bent hükmünden yararlanamaz. 3065 sayılı Kanunun 35’inci maddesi ile KDV matrahında çeşitli sebeplerle değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin, bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebilmelerine imkân sağlanmıştır. Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yılsonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hâsılat primi, yılsonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibarıyla, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda 3065 sayılı Kanunun 35’inci maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır.
Peki ticari teamüllere uygun iskonto nedir? Ticari teamüllere uygun iskontoyu Gelir İdaresi Başkanlığı Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 04.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.01-2010-721-3-2 sayılı özelgesinde “ İskontoların ticari teamüllere uygun olmasından kastedilen husus, satılan mal veya hizmetin piyasasında genel olarak yaygın bir biçimde uygulanan miktarlarda ve malın asıl bedeline nazaran makul tutarda yapılmış olmasıdır.” Şeklinde ifade edilmiştir. Kanaatimizce bu açıklama teamüllere uygun oranda iskontoyu iyi şekilde açıklamaktadır.
Bu durumda ticari teamülllere göre yüksek oranda iskonto uygulanarak kayıtlara intikal ettirilen bedelin, KDV matrahından indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Buna ek olarak yapılan iskontolar ilgili kanun maddesi ve tebliğ gereği fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmiş olmalıdır.
İskontolar satış sırasında ve sonradan olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Birinci şekilde yapılan iskonto “fatura altı iskonto” şeklinde bilinmektedir. Bu durumda satıcı malın cari fiyatını, yapılan iskontoyu ve son olarak üzerinden KDV’nin hesaplandığı tutarı faturada göstermektedir. Sonradan yapılan iskontoda ise alıcı satıcıya iskonto tutarında bir fatura düzenler ve her iki taraf da muhasebe ve vergi mevzuatına uygun şekilde bu işlemi kayıtlarına intikal ettirir. Belirtmek gerekir ki fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına düzenlenen fatura ve benzeri belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılmaktadır.
İskontolar için yapılan muhasebe kayıtlarında “611- Satış İskontoları” hesabı kullanılmaktadır. Bu hesabın satış sırasında yapılan iskonto için yani fatura altı iskonto ve sonradan yapılan iskonto işleminin hangisi için kullanılacağı konusunda değişik görüşler mevcuttur. Bununla birlikte kanaatimizce herhangi bir işletme cari satış fiyatı üzerinden iskonto yapıyorsa, bunun satış anında faturaya yansıtılması veya sonradan faturalandırılması işlemin mahiyetini değiştirmeyecektir. Muhasebenin temel kavramlarından tam açıklama kavramı gereği hem satış anında hem de sonradan yapılan iskontoda 600- YurtiçiSatışlar hesabıyla mal veya hizmetin satış fiyatı ve 611- Satıştan İndirim hesabı ile de satış fiyatı üzerinden yapılan iskonto tutarını görmek isabetli olacaktır.
Çorum Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 04.11.2014 tarih ve 76071283-105(229-2013-6)-11 sayılı özelgesi şu şekildedir:
“…Temel mali tablo olan gelir tablosu düzenlenirken belli ilkelere uymak zorunlu bulunmaktadır. Bu bağlamda, gelir tablosu ilkelerinin amacı; satışların, gelirlerin, satışlar maliyetinin, giderlerin, kar ve zararlara ait hesapların ve belli dönemlere ait işletme faaliyeti sonuçlarının sınıflandırılmış ve gerçeğe uygun olarak gösterilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, işletmenin mal ve hizmet satışlarına ait esas faaliyetlerden sağlanan gelir, diğer faaliyetlerden sağlanan olağan gelir ve olağandışı gelirlerin, gelir tablosunda ayrı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, muhasebenin temel kavramlarından “Tutarlılık” kavramı; muhasebe uygulamaları için seçilen muhasebe politikalarının, birbirini izleyen dönemlerde değiştirilmeden uygulanması gereğini ifade eder. İşletmelerin mali durumunun, faaliyet sonuçlarının ve bunlara ilişkin yorumların karşılaştırılabilir olması bu kavramın amacını oluşturur. Tutarlılık kavramı, benzer olay ve işlemlerde, kayıt düzenleri ile değerleme ölçülerinin değişmezliğini ve mali tablolarda biçim ve içerik yönünden tek düzeni öngörmektedir. Ancak, geçerli nedenlerin bulunduğu durumlarda, işletmeler, uyguladıkları muhasebe politikalarını değiştirebilirler. Bu durumda, bu değişikliklerin ve bunların parasal etkilerinin mali tabloların dipnotlarında açıklanması zorunludur. “Özün Önceliği Kavramı”; işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gereğini ifade eder. “Önemlilik Kavramı”; bir hesap kalemi veya mali bir olayın nisbi ağırlık ve değerinin, mali tablolara dayanılarak yapılacak değerlemeleri veya alınacak kararları etkileyebilecek düzeyde olmasını ifade eder. Yani diğer bir deyişle; kararları etkileyebilecek olan hesap kalemleri ve finansal olaylar mutlaka mali tablolarda yer alması gerekmektedir. Öte yandan, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan Kavramsal Çerçevede, tam açıklama ilkesi; finansal tablolardaki bilgilerin güvenilir olması için önemlilik ve maliyet sınırları içinde bütünü kavramasını yani tam olması gerektiğini, bilginin bir kısmının dâhil edilmemesi bilginin tamamının yanlış veya yanıltıcı olmasına bu nedenle de güvenilirlik ve uygunluk özelliğini kaybetmesine yol açtığı belirtilmektedir. Bu ilkeler gereği, işletmeler gerek faturalarda, gerek muhasebe kayıtlarında, gerekse finansal tablolarda yapmış oldukları toplam satış ve toplam iskonto tutarlarını göstermek durumundadırlar. Eğer, yapılan iskontolar doğrudan “60 Brüt Satışlar” hesap grubundaki hesaplardan mahsup edilerek gösterilirse muhasebe ilkelerine uyulmamış olacak ve finansal tablolar yanıltıcı olacaktır. Bu sebeple, yapılmış olan tüm iskontolar ilk önce “60 Brüt Satışlar” hesap grubuna dahil edilmeli ve yapılan iskontolar da “61 Satış İndirimleri” hesap grubunun içinde yer alan “611 Satış İskontoları” hesabında ayrı gösterilmelidir. Bu şekilde yapıldığı takdirde, finansal tablo kullanıcıları doğru ve tam bir bilgiye ulaşmış olacaklardır. Bir işletme, iskonto yaptığında, bu iskontonun işletmenin muhasebe kayıtlarında ve gelir tablosunda ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, söz konusu iskontolar “611 Satış İskontoları” hesabında izlenmelidir. Bu itibarla, brüt satış hasılatının hesabında, “60 Brüt Satışlar” hesap grubunda yer alan tutarların, “611 Satış İskontoları” hesabında yer alan tutarlar düşülmeden dikkate alınması gerekmektedir. Elektronik fatura uygulamasında zorunluluk kapsamında olunup olunmayacağı hususunun tespitinde de Brüt Satış Hasılatının esas alınacağı tabiidir.”
I.1.İskontonun Muhasebe Kaydı
İskontolu olarak alınan veya satılan mal veya hizmetler için alıcı ve satıcılar aşağıdaki kayıtları yapmalıdırlar.
ÖRNEK-1 (Satış anında Yapılan İskonto)
Bay A, bay B’ye 01.09.2022 tarihinde 100 kg kuru kayısı satmıştır. Söz konusu kayısının satış fiyatı toplam KDV hariç 10.000,00 TL’dir. Bay A Bay B’nin kendisinden ilk kez alım yapmış olması ve tekrar kendisinden alım yapmasını sağlamak için satış fiyatı üzerinden 1.000,00 TL iskontoyu fatura üzerinde göstermiştir. Ödeme banka havalesi ile yapılmıştır. Bu alış ve satış için alıcı ve satıcının muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olmalıdır.
Alıcının muhasebe kaydı: 01.09.2022 | |||
153-Ticari Mallar |
9.000,00 TL |
||
191-İndirilecek KDV |
1.620,00 TL |
||
102-Bankalar |
10.620,00 TL |
||
Satıcının muhasebe kaydı: 01.09.2022 | |||
102-Bankalar |
10.620,00 TL |
||
611- Satış İskontoları |
1.000,00 TL |
||
191- İndirilecek KDV |
180,00 TL |
||
600-Yurtiçi Satışlar |
10.000,00 TL |
||
391- Hesaplanan KDV |
1.800,00 TL |
ÖRNEK-2 (Satıştan Sonra Yapılan İskonto)
A, pastacılık faaliyeti ile iştigal etmektedir. B’ye 01.05.2022 tarihinde her biri 1 kg’lık paketler içerisinde toplam 100 kg kuru pastayı veresiye olarak KDV hariç 10.000,00 TL karşılığı satmıştır. A 12.05.2022 tarihinde B’ye 1.000,00 TL indirim yaptığını bildirmiştir.
Alıcının muhasebe kaydı: 12.05.2022 (B stoklarındaki A’dan aldığı kuru pastaları iskontonun kendisine bildirildiği tarih itibariyle satmış ise) | |||
320- Satıcılar |
1.000,00 TL |
||
602- Diğer Gelirler |
1.000,00 TL |
||
391- Hesaplanan KDV |
180,00 TL |
||
Alıcının muhasebe kaydı: 12.05.2022 (B stoklarındaki A’dan aldığı kuru pastalar iskontonun kendisine bildirildiği tarih itibariyle hala stoklarında yer almakta ise) | |||
320- Satıcılar |
1.180,00TL |
||
153- Ticari Mallar |
1.000,00 TL |
||
391- Hesaplanan KDV |
180,00 TL |
Satıcının muhasebe kaydı: 12.05.2022 | |||
611- Satış İskontoları |
1.000,00 TL |
||
191- İndirlecek KDV |
180,00 TL |
||
391- Hesaplanan KDV |
1.180,00 TL |
II.SONUÇ
Makalemizde Katma Değer Vergisi Kanunu çerçevesinde iskontoya değindik. İskonto tutarı yalnızca ticari teamüllere uygun miktar veya oranda yapıldığında ve yapılan iskonto fatura ve benzeri vesikalarda gösterildiğinde KDV matrahına dahil edilmeyecektir.
Ticari teamüllere uygun kavramının neye tekabül ettiğine makalemizin önceki kısımlarında değindik.
Buna göre iskontoların ticari teamüllere uygun olmasından kastedilen husus, satılan mal veya hizmetin piyasasında genel olarak yaygın bir biçimde uygulanan miktarlarda ve malın asıl bedeline nazaran makul tutarda yapılmış olmasıdır.
Son olarak kanaatimizce 611- Satış iskontoları hesabının satış sırasında da sonradan yapıldığında da muhasebenin temel kavramlarından tam açıklama kavramı gereğince kullanılması gerekmektedir.
KAYNAKÇA
- T.C. Yasalar (25.10.1984 ). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu. Ankara: R.G. (18563 sayılı)
- 04.2014 tarih ve 28983 Resmi Gazete Sayı Nolu KDV Genel Uygulama Tebliği
- Gelir İdaresi Başkanlığı Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 04.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.01-2010-721-3-2 sayılı özelgesi
- Çorum Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 04.11.2014 tarih ve 76071283-105(229-2013-6)-11 sayılı özelgesi