Kurumlar İçin Yurt Dışında İstirak Kazançları Dolayısıyla Ödenen Vergilerin Mahsubu

0

ÖZ

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinde tam mükelleflerin yurtdışında ödedikleri vergileri Türkiye’de ödeyecekleri kurumlar vergisinden hangi şartlarla ve nasıl mahsup edebileceklerine ilişkin hükümler yer almaktadır. Makalemizde, tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25’ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye’de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmının mahsubunu ilgili madde çerçevesinde ele alacağız.

Anahtar Kelimeler: İştirak, Yurtdışında Ödenen Vergi, Mahsup

I.KONUNUN MUHTEVİYATI

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. Maddesi’nin ilk fıkrasında “Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye’de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.” şeklinde ifade edilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25’ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye’de ödenecek kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebileceği belirtilmiştir.

1 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ve ilgili madde konuyu detaylı biçimde ele almıştır. Biz de maddeler halinde irdelemeye çalışacağız.

İlgili fıkrada her ne kadar “doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25’ine sahip olunan yurt dışı iştiraklerinden elde edilen kâr payları” şeklinde ifade edilse de 1 seri no’lu tebliğ sermaye veya oy hakkı oranını “en az %25” olarak belirlemiştir.

Kazanca ilave edilen kâr payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır. Burada ifade edilmek istenen örnek olarak Finlandiya’da %40 ortağı olunan kurumun 200.000,00 TL tutarındaki kar payından %10 vergilendirme yapılıp kar payı dağıtımından önce de %20 stopaj yapılıyor ise bu kar payı Türkiye’de kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilirken stopaj ve vergi düşülmeden önceki kar payı tutarı olan brüt 80.000,00 TL kazanca dahil edilecektir.

Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye’de tarh olunacak vergilere mahsup edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 13.maddesine göre 2022 yılı kazançları için kurumlar vergisi oranı %23’tür. örnek olarak Finlandiya’da %40 ortağı olunan kurumun 200.000,00 TL tutarındaki kar payından %10 vergilendirme yapılıp kar payı dağıtımından önce de %20 stopaj yapılıyor ise

200.000,00*0,40      = 80.000,00 TL brüt kar payı

80.000,00 TL*0,10  = 8.000,00 TL Kurumlar vergisi

72.000,00 TL*0,20  =14.600,00 TL Stopaj

Toplam yurt dışında söz konusu iştirak kazancı için ödenen vergi tutarı 22.600,00 TL’dir. Türkiye’de brüt 80.000,00 TL yurtdışı iştirakten elde edilen kar payı için maksimum 80.000,00 TL*0,23= 18.400,00 TL vergi mahsubu yapılabilecektir.

Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar indirim konusu yapılabilecektir. Genel sonuç hesaplarına intikal ettirmenin süresine ilişkin ilgi çekici bir özelge bulunmaktadır.

T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-125[33-2012]-185 sayılı özelgesinde mükellef kurum, iştiraklerinden Amerika Birleşik Devletleri mukimi….. şirketinden 2009 ve 2010 yıllarında royalty bedelleri tahsil edip, ilgili yıllarda kurum kazancına dahil ettiğini ve söz konusu kazançlar üzerinden yurt dışında stopaj suretiyle döneminde ödenmesi gereken vergilerin ABD vergi idaresi tarafından 2012 yılında tarh edildiğini, 2009 ve 2010 yılları ile ilgili olarak 2012 yılında stopaj suretiyle ABD vergi dairesine ödenen tutarların, şirket tarafından mahsup imkanının bulunup bulunmadığını, mahsup imkanının bulunmaması durumunda ise ödenen vergilerin dönem gideri olarak dikkate alınıp alınmayacağı konusunda Başkanlığın görüşünü talep etmiştir.

İdare verdiği özelgede “Amerika Birleşik Devletleri vergi idaresi tarafından 2012 yılında tarh edilen ve ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergilerin; Amerika Birleşik Devletlerinde mukim iştirakinizden 2009 ve 2010 yıllarında elde edilen ve brüt tutarları ilgili yıllar kurum kazancınızın hesaplanmasında dikkate alındığı belirtilen royalty gelirlerine ilişkin olduğunun kanaat verici belgelerle tevsik edilebilmesi halinde, Kurumlar Vergisi Kanununun 33 üncü maddesi ve 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar ve sınırlamalar çerçevesinde, 2009 ve 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinin düzeltilmesi suretiyle bu dönemlerde mahsubu mümkündür.

Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri ile ülkemiz arasında akdedilen Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasında konuya ilişkin hüküm bulunması halinde öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.

Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun 32’nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.

Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye’de tarh olunan vergiden indirilemez.

Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, kanunun 32’nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde, bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.

Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı hesaplanır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Mücbir sebepler” başlıklı 13’üncü maddesinde,

  1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
  2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
  3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
  4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi haller mücbir sebepler olarak sayılmıştır.

Aynı Kanunun “Mücbir sebeplerle gecikme” başlıklı 15’inci maddesinde de, “13’üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zaman aşımı işlemiyen süreler kadar uzar.

Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malûm olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi lâzımdır.” hükümleri yer almaktadır.

Bu madde hükmünün uygulanmasında,  yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali esnasındaki kur uygulanır. Burada dikkat edilmesi gereken husus söz konusu kazançların genel sonuç hesaplarına intikalinin sağlandığı gün uygulanması gereken kurun ne olduğudur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesi ve 130 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ni dikkate aldığımızda dönem sonlarında Hazine ve Maliye Bakanlığınca, diğer tarihler için ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen döviz alış kurlarının dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca belirlenen döviz kurlarının ilan tarihinin bir gün sonraki Resmi Gazete tarihi olması göz önüne alındığında kazançların genel sonuç hesaplarına intikali gününde uygulanacak kur bir gün önceki tarihin kuru olacaktır.

Yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün değildir. Örnek olarak elde edilen iştirak kazancının 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-b maddesindeki şartları karşılayan özellikte olması durumunda bu kazanç kurumlar vergisinden müstesna olacaktır.

II.SONUÇ

Makalemizde tam mükellef kurumların yurtdışında iştirak kazançları dolayısıyla ödemiş oldukları vergileri Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesi çerçevesinde Türkiye’de nasıl mahsup edebileceklerine değindik. Tekrar belirtmekte fayda var ki yapılabilecek mahsup, söz konusu iştirak kazancının maddede belirtilen koşullara uygun olması durumunda geçerlidir.

Örnek olarak elde edilen iştirak kazancı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından istisna ise doğal olarak buna ilişkin bir mahsup gerçekleştirilemeyecektir. Aynı şekilde iştirak kazancının elde edildiği ülke ve Türkiye arasında çifte vergiyi önleme anlaşması bulunmakta ise öncelikle bu anlaşmanın maddelerine dikkat kesilmekte fayda vardır.


KAYNAKÇA

T.C. Yasalar (04/01/1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu: R.G. (10703 sayılı)

T.C. Yasalar (13/06/2006). 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu: R.G. (26205 sayılı)

03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

20/4/1976 tarih ve 15565 sayılı 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-125[33-2012]-185 sayılı Özelgesi

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir