Analiz Retorikleri: Finansal Analiz Safsataları

I.GİRİŞ
İlk kez, Antik Yunan filozofu Platon-Eflatun-( M.Ö. 428-348) tarafından yazılan ‘Gorgias’ adlı eserinde kullanılan ‘Retorik’, ikna edici konuşma sanatı, etkileyici ve ikna edici olmasına rağmen içtenlik ve samimiyetten uzak lisan, hitabet gibi anlamlarına vurgu yapılır. Belirli duyulara hitap ederek, düşünceleri manipüle etmek için sıklıkla kullanılır.
Finansal analiz açısından özellikle, mali dokümanların analizlerinde retorik yaklaşımlara rastlarız. Ustaca yazılmış analiz raporlarında yine sinsice kullanılan retorik tuzaklarla, nihai faydalanıcı istenilen düşünce ve duygulara yönlendirilir. Retorik tuzaklarla dolu finansal analiz raporları üzerinden karar alacaklar için en önemli korunma aracı ‘Eleştirel Düşünme’ yetisine sahip olmaktır. Böylece, analistin argümanları nesnel olarak değerlendirilebilir.
Analiz retorikleriyle dolu, bilimsel yöntemlerden kopuk, bütünden tamamen uzak bir finansal analiz tüm paydaşları derinden bir tuzağa taşır. Gerçekten uzak, belirli menfaatlere odaklanmış ve bunu da yapmaktan haz duyan analistlerin tuzaklarına düşmemek için bilimle donatılmış bakış açısına sahip olmalıyız.
Anlatmaya gayret göstereceğimiz ‘Finansal retorik tuzakların’ en tehlikesi, ‘Finansal Safsatalardır.’ Safsatanın en yalın tanımı ‘Muhakeme Hatalarıdır.’[1] Finansal çıkarımlar yaparken birçok iddianın tabi bir sonucu olduğunu biliyoruz. Örneğin; rasyo analizinde, Cari oranın Dönen Değerlerin Kısa Vadeli borçlara oranını ölçeriz. Sonrasında şu yorumu yapabiliyor oluruz: ‘X firması 1 yıl içinde ödenme durumunda olan borçlarına karşılık şu kadar likit varlık bulunduruyor.
Dolayısıyla kısa vadeli borç ödeme gücünü görüyoruz. Buraya kadar her şey normal gibi geldiğinin farkındayım. Zaten amaçta sizin cari oranını görerek, analistin amacına uygun düşünmenizi sağlamak. Safsatalı bir argüman, öncülleriyle sonuçların birbirini karşılamaması yani yersiz bir bağlantıya sahip olmasıdır. İddia edilen, kanıt oluşturan verilerden ulaşılan durumun muhakeme hatasıyla yanlış değerlendirilmesidir.
II.FİNANSAL SAFSATALAR
II.1.Ciro Safsatası
Şirketlerin varlık sebepleri satış yapmaktır. Bu satışların bir önceki döneme göre artması gayet olumlu bir gelişmedir. 2021 yılına göre 2022 yılında satışlarını %46 artıran X şirketi başarılı sayılır! Öyle mi acaba?
Analistlerin bazen kasıtlı çoğu zaman da gerekli eğitim ve tecrübelere sahip olamayışlarından dolayı, cironun artmasını havai fişeklerle kutlamalara kadar giden mahiyette anlatabilirler. Buradaki muhakeme hatalarını tespit etmek için gerekli donanıma yani tabloyu okuyacak birikime, ekonomi bilimine, ekonometri, istatistik gibi disiplinlere ihtiyacınız olacak.
- İhracat şirketleri, dövizin sürekli yükseldiği bir ekosistemde, yasalara göre TL olarak tutmak oldukları muhasebe sisteminde artan oranda ciro katlaması yaşarlar. Öyle ki, önceki döneme göre net satış miktarlarının azalmasına rağmen ciro tutarları artar. 2021 yılında 100 birim mal üren X şirketi TCMB ortalama kuru[2] olan 8.89 TL’den 889 TL ciro yapmıştır. Aynı şirket 2022 yılında, 85 adet üretmiş TCMB ortalama kuru 16.55 TL’sından 1.407 TL ciro yapmıştır. Görünüşe göre ciroda %58.23 artış meydana gelmiştir.
II.2.Maliyet Safsatası
X şirketinin 2022 yılında önceki döneme göre sattığı malın maliyetinde % 46’lık bir artış gözlenmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre[3], 2022 yılında, %128 olan Yurtiçi Üretici maliyetlerinin artışın çok altında kalan şirket maliyet artışını görüyoruz. Sizce gerçeği yansıtıyor mu? Ya da mümkün olabilir mi? Tam tersi durumlarda var ne yazık ki!
Y şirketinin 2022 maliyet artışlarının %238 kaydedildiği raporlar da var. İstatistik bilimini ve hükümet politikalarını bilmeden resmi istatistiklere dayanarak mevcut şirket raporlarını yorumlamak kapatanın rotasından habersiz olan birinin gideceği yön hakkında tahminde bulunması gibidir.
Maliyet yönetim sistemlerini kurmamış, stok değerleme yöntemlerine yanlış karar vermiş, sektörün genel gidişatından habersiz yönetimi analiz etmeden önce şirketin çıktılarını kontrol edip analiz etmek sizi Maliyet Safsatalarını oluşturmaya mecbur eder.
II.3.Rasyo Safsataları
Rasyo kelime anlamı olarak orantı kurmak demektir. Birbiriyle ilişkili iki ya da daha fazla hesabın birbirine oranlanmasıdır.
En sık rastlanan Rasyo Safsatalarından biri ‘Likidite Rasyolarıdır.’ Analist X şirketini incelemiş, Cari oranı 2.4 olarak hesaplamıştır. Açıklamasında; “Şirketimiz kısa vadeli ödeme gücüne sahiptir. Zira 1 TL’lik kısa vadeli borçları karşısında 2.4 TL Likit varlığa sahiptir.” Dönen değerlerin alt kalemlerinin nasıl oluşturulduğu, dönem sonu işlemlerini, şirketin Kurumlar Vergisine yaklaşımını, muhasebe tekniklerini bilmediği açıkça ortadadır. İçinde bulunduğu sektörün Cari Oran yapısını göz önüne alarak ta hesap yaptığını varsayalım.
Ancak vurgulamak istediğimiz, 1.4 TL’lık fazla bir likiditenin varlığı işletmeyi, ana gayesi olan ‘Kârlılık’ ilkesine kilit vurmakta olduğu gerçeğini gizlemesidir. Bu iyi bir indikatör değildir. Şirket banka değildir ki olağan dışı bir likit varlığı, satışa çevirip kâr yapmak yerine elinde tutuyor olsun. Ayrıca diğer önemli husus ise Banka Analistlerinin bu oranı değerlendirme aşamasında şirkete yazığı raporda saklıdır. Banka Analistleri elinde atıl durumda olan likidite fazlası olan şirkete kısa vadeli finansman talebinde ret cevabı vermekte çekinmeyecektir.
Analizlerde çoğunlukla rasyoların yorumlanmasında muhakeme hatasıyla karşılaşılır. Şirket özelinden yola çıkmayan, sektörü, şirket ortaklık yapısı, ülke ve dünya ekonomisi, vergi politikaları gibi en temel parametrelerden yoksun olarak bilhassa geçmişten bugüne bir çizgiyi takip etmede yoldan sapma yaşayarak oluşturulan raporlar bunu kullanarak karar verenler açısından büyük bir Retorik tuzak ve Safsata oluşturur.
II.4.Kârlılık Oranları Safsatası
Brüt kâr işletmenin mal ya da hizmet alış-satışlarından kazandığı paradır. Analist buraya bakarak yapılan mal alım-satımının kalitesini ölçer. Sektörle karşılaştırıp şirketin kâr rakamlarının sektör ekosisteminde ki yerini belirler. Şirket ortakları da bu rakamın oldukça yüksek olmasını isterler.
İkinci kâr kalemimiz ise Ticari Kârdır. Bu kalem bize işletme yönetimi hakkında net bir bilgi edinmemiz için veriler sunar. Yönetim kalitesi ve liyakati, ticari işletme yönetme becerileri gibi nesnel verileri elde ederiz.
Üçüncü kâr kalemimiz ise, Net Kârdır. Bu veri ise Şirket Ortaklarının kazancını gösterir.
Tablo1.
X Şirketi |
2021 |
2022 |
Brüt Kâr |
40% |
55% |
Faaliyet Kârı |
18% |
20% |
Net Kâr |
3% |
4% |
Analist, tabloya bakarak şu yorumu yapmıştır:
“X şirketimiz, 2022 yılında bir önceki döneme göre %38 Brüt Kâr artışı, %11 Faaliyet Kârı, %33 Net Kâr artışı gerçekleştirmiştir.”
Bu yoruma baktığınızda gayet iyi bir gelişmeyi elde eden şirketi görüyoruz. Ne yazık ki bu da Analistin bilerek ya da bilmeyerek yaptığı Analist Safsatalarından birisidir. Muhakemeyi yanlış kurguladığından yorumlamayı da hatalı yapmıştır. Evet, ilgili kalemler önceki dönemlere göre artış eğilimi göstermişlerdir fakat analizden beklenen bu değildir.
2021 yılında Brüt Kârın %55’i İşletme Yönetiminden kaynaklı erirken bu rakam 2022 yılında %64’e yükselmiştir. İşletme Yönetiminin sağlıklı bir sistem zemininde olmayışından kaynaklanan %16 Brüt Kâr erimesiyle karşı karşıya kalmış şirketi yorumlamak gerekiyor.
Bu yöntemle gidersek, Faaliyet Kârında 2021 yılında %83, 2022 yılında ise %80 kayıplar söz konusudur. Şirket ortağı ise 2021 yılında sattığı maldan %40 kazandığını ancak yönetim ve muhasebe servisi süreci sonucunda %93 kâr kaybına uğradığını söylemektedir.
Siz olsanız böyle bir şirkete borç vermek ister miydiniz? Verecek olursanız ne gibi tedbirler alırdınız?
Sorunun cevabı gayet basit. Finansal Kurumlar karlı, likit görmedikleri alanlardan uzak dururlar. Sadece kârlı değil, t döneminde x defa bu kârı çevirebilecek alanlara yoğunlaşırlar. Bu şirket özelinde kâr depremi yaşayan şirketlerden uzak durmaya ancak ve ancak yüksek teminat yapılarıyla küçük kaynaklar tesis ederler.
II-5. Cirolar ve Kârlar Hızla Büyüyor Safsatası ve Acı Gerçekler.
Tablo 2.
X Şirketi | 2021 | 2022 |
Ciro |
1.000 |
3.000 |
Brüt Kâr |
40% |
55% |
Faaliyet Kârı |
18% |
20% |
Net Kâr |
3% |
4% |
Tabloya göre analist, kârların makul düzeyde arttığını cironun ise %200 artarak rekor düzeyde gerçekleştiğini söylemektedir. Öyle mi acaba?
Tabi ki rakamlara göre öyle görünüyor ve kısmen de doğru. Ancak halk deyimiyle ‘dananın kuyruğunun koptuğu’ yeri atlamış durumdayız. Birçok Avrupa ülkesinde Bilanço ve Gelir Tablosundan daha önemli bir veri kaynağı vardır. Nakit Akışları Tablosu denilen bu kaynaklara bakılır.
Şirket cirosunu ne kadar artırırsa arttırsın ve kârları hangi hızla yükselirse yükselsin borçlarını ödeme zamanları ile tahsilat zamanlarının ortalaması aynı değilse batmaya mahkûmdur. Bu batış öyle hemen olmaz. Finansman süresi daralır, şirket tahsilatlarını borcuna denk getiremediğinden borçlanmaya devam eder. Gün sonunda, borcu borçla çevirerek varlık mücadelesi veren şirket halini alır.
III.SONUÇ
Bilgiye ulaşmanın yegâne yolu veri toplamak, sınıflandırmak, temizlemek ve analiz etmektir. Muhakeme gücünü elde etmenin tek bir yolu yoktur. Multidisipliner alanlarda temel bilgilere sahip olmak gerekiyor.
Gerçekleri rakamlara işkenceyle manipüle ederek elde edilmiş bilgiler sizi yıkıma götürür. Eleştirel, matematiksel ve mantıksal düşünmeyi öğrenip hayatımızın en önemli karar alanlarında kullanmak zorundayız.
Safsatalardan, retorik yaklaşımlardan bağnaz düşünce yapılarından en önemlisi çoğunluğun takip ettiği ama yanlış ve yanıltıcı yol ve yöntemlerden uzak durmalı, bilimin ışığınla, ilimle irfanla işimizi yapmalıyız.
Finansal analizleri şirket ortakları, devlet, bankalar, yatırımcılar ve piyasa düzenleyici kurumlar her biri farklı amaçlarla takip ederler. Bunların ilgili hesaplara kaydedilmesinden raporlanmasına ve analiz edilmesine değin süreci bilmek zorundayız.
Finansal Tablolar, çıkar çatışmaların odağında hazırlanmaktadır. Finans uzmanları, özellikle Yöneylem Araştırması biliminin olanaklarını sonuna kadar kullanarak çıkar çatışmalarını absorbe edecek, menfaatleri ortak hedefte maksimize edecek, süreçleri optimist yaklaşımlarla dizayn edecek bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdırlar.
“Prensipler yoktur; yalnızca olaylar vardır. İyi ve kötü yoktur yalnızca şartlar vardır. Üstün insan, onlara rehberlik etmek için olayları ve şartları benimser. Eğer prensipler ve sabit yasalar olsaydı, ülkeler onları bizim gömlek değiştirdiğimiz gibi değiştiremezlerdi ve bir insanın bütün bir ulustan daha zeki olması beklenemez.[4]”
[1] Critical Thinking A Concise Guide, Fifth Edition, TRACY BOWELL, ROBERT COWAN and GARY KEMP
[2]https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Doviz+Kurlari/Gosterge+Niteligindeki+Merkez+Bankasi+Kurlarii/
[3] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yurt-Ici-Uretici-Fiyat-Endeksi-Aralik-2022-49403
[4] Honore de Balzac, (1799-1850) Avrupa edebiyatında Realizmin kurucusu, Fransız roman ve oyun yazarı.