İhracatçıya 180 Gün Cezalarının İhracatçı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
I.GİRİŞ
Hatırlanacağı üzere 2018-32/48 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) ile 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren altı ay süre ile ihracat bedellerinin 180 gün içerisinde Türkiye’ye getirilme ve belirlenen oranlarda bankaya bozdurma zorunluluğu getirilmişti.
Bu yazımızda belirlenen sürelerde ihracat bedellerinin yurda getirilememesi yahut getirilmiş olsa dahi ilgili Gümrük Çıkış Beyannamelerinin bankalar nezdinde kapatılmamış olması nedeniyle kesilen idari para cezaları ve etkileri irdelenmiştir.
II.UYGULAMAYLA GELEN CEZALAR
Girişte belirttiğim idari düzenlemeyle ihracat bedelinin yurda getirilmemesi halinde; ihracatçılar için idari para cezası yaptırımı da öngörülmüştür.
II.1.Sürecin İşlemesi
İhracatçılar tarafından ihracat bedelinin 180 gün içinde içinde yurda getirilmesi belli oranda bozdurulması ve bankalar nezdinde ilgili olduğu Gümrük Çıkış Beyannamesinin kapatılarak “ihracat belgesi kabul beyanı (İBKB)” düzenlenmesi gerekmektedir.
Kapatılmaması halinde bankalar tarafından ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesine bildirim yapılmaktadır. Mükellef ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesi, ihracatçıya ilgili GÇB’yi kapatması veya ihracat bedelini Türkiye’ye getirdiğinin ıspatı ile izahı için 90 gün süre vermektedir.
İlgili vergi dairesi, 90 gün içinde GÇB’ye ait ihracat bedelinin yurda getirildiğini izah edemeyen ihracatçılar hakkında idari para cezası kesilmek üzere savcılığa bildirmektedir.
II.2.İdari Para Cezasını Kesen Makam
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanununun 1. maddesi “Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.” hükmünü amirdir.
Aynı Kanun’un 3. maddesi ile Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişiler için idari para cezası verilecek makam hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm düzenlemesiyle ihracat bedellerinin yurda getirilmemesi sebebiyle idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet Savcıları yetkili kılınmıştır.
II.3.İdari Para Cezası Tutarı
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3.maddesine göre;
“Cumhurbaşkanı’nın bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.
Fiil, 1 inci maddede yazılı kıymetlerin izinsiz olarak yurttan çıkarılması veya yurda sokulması mahiyetinde ise 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine göre suç veya kabahat oluşturmadığı takdirde kişi; eşya ve kıymetlerin rayiç bedeli kadar, teşebbüs halinde bu bedelin yarısı kadar idarî para cezası ile cezalandırılır.
Her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden bu işlemlerinden doğan alacaklarını 1 inci maddeye göre alınan kararlardaki hükümlere göre ve bu kararlarda tayin edilen süreler içinde yurda getirmeyenler, yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetlerin rayiç bedelinin yüzde beşi kadar idarî para cezasıyla cezalandırılırlar.
İdarî para cezasına ilişkin karar kesinleşinceye kadar alacaklarını yurda getirenlere, birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası verilir. Ancak, verilecek idarî para cezası yurda getirilmesi gereken paranın yüzde ikibuçuğundan fazla olamaz.”
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkında Kanunun ve bu kanuna bağlı genel ve düzenleyici işlemlere aykırı hareket edenler ilgili Kanun uyarınca 3.000 TL – 25.000TL sınırı yeniden belirlenerek 2023 takvim yılı için 10.600 – 88.400 TL olarak belirlenmiştir.
III.İDARİ PARA CEZASINA KARŞI KANUN YOLU
İdari para cezasına karşı başvuru yolu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Savcılık tarafından idari para cezası verilmesi halinde; mükellef, Cumhuriyet savcılığı tarafından düzenlenen idari para cezasının iptali istemiyle kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine “başvuru” yaparak dava açma hakkına sahiptir.
Tersi bir durumda yani; savcılığın idari yaptırımın uygulanmasına yer olmadığı karar vermesi halinde bu karara karşı Vergi Dairesi anılan süre içinde itiraz edebilir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunun 17/6 maddesi uyarınca ihracatçı mükellef, idari para cezasının tebliği üzerine kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yoluna giderek cezanın dörtte üçünü ödemeyi seçme hakkına sahiptir.
Sulh ceza hâkimleri esas itibariyle duruşma yapmamaktadır. Dosya üzerinden kararını vermekte; ihtiyaç hissederse bilirkişi incelemesine gidebilmektedir.
IV.İHRACATÇILARIN SÜREÇ İÇERİSİNDE YAŞADIKLARI SIKINTILAR
Yapmış olduğumuz denetimler ve saha çalışmasında gözlemlediğimiz itibariyle;
- Pandemi döneminde yaşanan kapanmalar, yarı zamanlı ve uzaktan çalışma gibi nedenlerle yaşanan aksaklıklardan kaynaklı olarak ihracat bedelleri ilgili bankaya gelmesine rağmen İBKB’ye bağlanmaması,
- Bu süreçte bankaların, firmaların dönüşümlü ve eksik personelle çalışması,
- İhracatçı firmaların birden fazla ticari bankayla çalıştıkları için, ihracat bedelinin kısmen ya da tamamen aracı banka dışındaki bir bankaya geldiği durumların olması sebebiyle İBKB’ye bağlanmasında pratikte yaşanan sıkıntılar
Sebebiyle GÇB’lerin kapatılması işlemlerinde uygulama kapsamında mümkün olmama durumları yaşanmıştır.
V.SONUÇ
Ülkemizde ihracat bedelinin yurda getirilmesi zorunluluğu bulunmakta olup bedelin yurda getirilmesinin amacı, ihracat yapılan mal veya hizmetin karşılığı olan paranın ülkeye girişini sağlamaktır.
İhracatın kendisi, tabiatı itibariyle moral, motivasyon ve desteğe muhtaç bir karaktere sahiptir. Bu sebepledir ki, 3065 sayılı KDV Kanunun yürürlüğe girdiği 1984 yılından bu yana başta KDV iadesi olmak üzere başka teşviklerle desteklenmektedir.
Teşvik bağlamında; yapılan ihracatların DAB, İBKB ve benzeri belge ya da beyanlarla belgelenmesi yahut kapatılması, üstüne belirlenen oranlarda tahsil edilen ihracat bedellerinin mutlaka bozdurulması ihracatçı mükellefleri demoralize etmekte ve moral/motivasyonlarını kaybetmelerine sebep olmaktadır.
Kaynak:
– 3065 sayılı KDV Kanunu
– 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun
– 5326 sayılı Kabahatler Kanunu
– İlgili İdari Düzenlemeler