Tarım Arazilerinde Yapılan Usulsüzlükler ve Hobi Bahçelerinin Kayıt Dışı Satışı

0

ÖZ

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesine göre herkes, kamu giderlerini karşılamak için, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.  Söz konusu yükümlülük, Devlet tarafından sunulan kamu hizmetlerinin bir karşılığı olduğundan, vatandaşların bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir. Ancak bazı bireyler söz konusu anayasal yükümlülüğü ihlal etmek suretiyle, üzerine düşen vergi borçlarını ödememektedirler. Bu gibi kişiler, vatandaşlık hakkı olan kamu hizmetlerini almakta fakat söz konusu hizmetleri alırken ortaya çıkan giderleri diğer yurttaşlara pay etmektedirler. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için sunulan hizmetler sonucunda ortaya çıkan kamu giderleri, devletin kamu yararına çalışmalarını finanse etmek üzere yaptıkları harcamalardır. Kamusal hizmetler, vatandaşlara hukuki yollarla verilen hakların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmaktadırlar. Bu haklardan birisi de T.C. Anayasasının 35. maddesinde yer alan mülkiyet hakkıdır. Bu çalışmamızda, özel mülkiyetteki tarım arazilerinin hak sahipleri tarafından yasalara aykırı bir biçimde kooperatifler üzerinden hisselere ayrılarak satışından elde edilen kazançların nasıl vergi dışı bırakıldığı hususu ele alınmış ve konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Vergi Ödevi, Kamu Hizmeti, Mülkiyet Hakkı, Özel Mülkiyet, Tarım Arazisi, Kooperatif

I.GİRİŞ

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu varlık olup, en temel amaçlarından birisi kişilerin temel haklarını korumaktır. Bu bağlamda kamu hizmeti sunmak adına mal ve hizmet üretiminde bulunmakta ve söz konusu üretimi yapabilmek adına gerekli üretim faktörlerini sağlarken kamu gelirlerini kullanmaktadır. Bu gelirler içerisindeki en büyük pay ise vergi gelirlerine aittir. Vergi, ekonomik birimlerden siyasi cebir altında ve karşılıksız olarak devlete kaynak aktarılmasıdır. T.C. Anayasasının “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesine göre vergi ancak kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır. Ülkemizde, Anayasanın verdiği yetkiye istinaden yürürlüğe konulan birçok vergi türü bulunmakta olup, söz konusu vergilerin usul hükümleri ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile belirlenmiştir. Bahse konu Kanun’un 8. maddesinde mükellef, vergi sorumlusu gibi vergisel terimlerin tanımları yapılmış, 9. maddesinde ise vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasaklanmış olmasının mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtilmiştir.

Türkiye sınırları içerisinde yer alan toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile belirlenmiştir. Mezkur Kanun’un 21. maddesine göre, Tarım arazilerini, tescili mümkün olmayan fiili hisseler oluşturmak suretiyle arazinin hisselere tekabül ettiği kabul edilen kısımlarının zilyetliğini, bir özel hukuk tüzel kişisinin faaliyeti kapsamında bu tüzel kişiyle üyelik veya ortaklık ilişkisi kurarak devretmek ya da bu işlere aracılık etmek suretiyle arazinin bütünlüğünün bozulmasına ve amacı dışında kullanılmasına sebebiyet verenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adli para cezası verilir. Ayrıca bu tüzel kişi hakkında elli bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Yani bahsi geçen Kanuna göre, tarım arazilerinde bütünlüğün korunması zorunlu olup, hisselere bölünmek suretiyle zilyetliğinin devri mümkün değildir. Ancak ülkemiz sınırları içerisinde yer alan ve özel mülkiyete haiz olan bazı tarım arazileri, kooperatif şeklinde kurulan tüzel kişiliklere devredilmekte, daha sonra hisselere ayrılmak suretiyle üyelik adı altında muvazaalı bir şekilde “hobi bahçesi” olarak satışı gerçekleştirilmekte ve elde edilen kazancın vergisi ödenmemektedir.

Bu çalışmada; “hobi bahçesi” olarak bölümlere ayrılmak suretiyle satışı gerçekleştirilen tarım arazilerinde yapılan usulsüzlükler ele alınarak, muvazaalı biçimde gerçekleştirilen ve elde edilen geliri kayıt dışı bırakılan bu işlemlere ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur.

II.TAŞINMAZLARIN PAYLI DEVİR VE TESCİLİ

Hukukun egemen olduğu ülkelerde, vatandaşlara devlet tarafından tanınan birçok anayasal hak ve güvence bulunmaktadır. Bu hak ve güvencelerden birisi de hiç kuşkusuz mülkiyet hakkıdır. Ülkemizde anayasa ile teminat altına alınan mülkiyet hakkına ilişkin yasal düzenlemeler ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu[1] ile yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 218. maddesiyle kapsamı belirlenmiş olan mülkiyet; edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar. Aynı Kanun gereğince, tek başına mülkiyetin yanı sıra birden fazla şahıs aynı taşınmaza paylı ve elbirliği mülkiyeti ile de malik olabilmektedir. Mezkur Kanun’un 688 ve 701. maddelerine göre, paylı mülkiyette birden çok şahıs, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tümüne belli paylarla malik iken, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, taşınmazın tamamına yaygındır. Ayrıca bahsi geçen Kanun’un 704. maddesinde sayılan “araziler” taşınmaz konularından birini oluşturmakla birlikte, 705. maddesine istinaden taşınmaz mülkiyeti ise esasen tapu kütüğüne tescille kazanılmaktadır.

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıları kapsayan 3194 sayılı İmar Kanunu[2], yerleşme yerleri ve bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak maksadıyla yürürlüğe konmuştur. Söz konusu Kanun’un 8. maddesinde, imar planlarının; nazım ve uygulama imar planlarından meydana geldiği belirtilmiş olup, tarım arazilerinin ise, belirtilen izinlerin alınmadan; tarımsal amaç dışında kullanılamayacağı, planlanamayacağı, köy/mezraların yerleşik alanı ve civarı ya da yerleşik alanı olarak tespit edilemeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 18. maddesine göre, tarım amacıyla yapılan hisselendirmeler hariç olmak üzere, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz. Ayrıca, 5403 sayılı Kanun[3]’a göre, tarım arazilerindeki bütünlüğün korunması zorunlu olup, hisselere bölünmek suretiyle zilyetliğinin devri de mümkün değildir. Bu hususların yanı sıra, söz konusu arazilerin amacı dışında kullanılmasına da izin verilmemekte ve kanuna aykırı hareket edenlere cezai yaptırımlar uygulanmaktadır.

Yukarıdaki yasal mevzuat hükümlerine istinaden, tarım arazileri yerleşik alan mahiyetinde olmadığından dolayı, kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, tarımsal amaçlar dışında bölümlere ayrılamayacaktır. Yani söz konusu arazilerin, temelde mülk sahipleri tarafından tarımsal faaliyetler için kullanılması gerekmekte olup, bölünemez büyüklüklerinin korunması ve bütünlüğünün sağlanması esastır.

III.TARIM ARAZİLERİNİN KOOPERATİFLER ÜZERİNDEN USULSÜZ BİR BİÇİMDE HİSSELENDİRİLEREK VERGİ DIŞI BIRAKILMASI

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu[4]’nun 1. maddesine göre, tüzel kişiliği haiz olmak üzere, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini, meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve sermayeli ortaklıklara kooperatif denir. Kanun’un 59. maddesine göre, kooperatifi temsile yetkili kişiler kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabilir.

Dolayısıyla yönetimden sorumlu kişiler kooperatifin amacı dışında hiçbir işlem gerçekleştiremezler. Kişiler bir araya gelmek suretiyle ve bünyelerinde hayvancılık, seracılık, depolama, pazarlama, nakliye, üreticiye girdi temini gibi önemli tarımsal faaliyetleri bulundurmak amacıyla çiftçi gelirlerine direkt etki etmek üzere tarımsal amaçlı kooperatifler kurabilirler. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu[5]’nun 1. maddesine göre kooperatifler kurumlar vergisi mükellefidir. Kanun’un 4. maddesinde ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç tutulmak suretiyle belirli şartları sağlayan kooperatifler vergiden muaf tutulmuştur.

Bu şartlar, ana sözleşmelerde; sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunması ve bu hükümlere fiilen uyulmasıdır. Yapı kooperatiflerinde ise bu şartlara ilave olarak; kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve bunlarla ilişkili kişilere ya da işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi ve yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması gerekmektedir. Ayrıca, kooperatiflerin ortakları dışındaki kimselerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlem sayılmıştır.

Bu hususların yanı sıra, kooperatiflerde gerçekleştirilen pay devirlerine ilişkin işlemlerin nasıl yapıldığına değinecek olursak; devir için öncelikle devreden ve devralan kişi irade beyanlarını belirten dilekçe ile yönetim kuruluna başvurmaktadırlar. Beyanları inceleyen yönetim kurulu daha sonra devir işlemlerine yönelik karar alarak işlemleri başlatmaktadır. Devri yapılacak hissenin bedelini yönetim kurulunun belirleme yetkisi bulunmamaktadır. Devir bedeli, devreden ve devralan kişiler arasında serbestçe belirlenebilmektedir. Yönetim Kurulunca, devir işlemlerine ait karar çıktıktan sonra işlemlerin tamamlanabilmesi için noter huzurunda devreden ve devralan kişi arasında devir sözleşmesi imzalanmaktadır. Daha sonra bu sözleşmeyle kooperatif yönetim kuruluna müracaat edilmekte ve yeni ortağın görev süresi başlamaktadır[6].

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu[7]’nun mükerrer 80. maddesine göre, ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, bina ve arazilerin iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olup, gelir vergisine tabidir. Dolayısıyla, söz konusu kıymetlerin, edinme tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra elden çıkarılması halinde, ortaya çıkan kazanç vergiye tabi tutulamayacaktır. Tarım arazilerinin hukuken yasak olmasına rağmen hisseli biçimde satışı tam da bu noktada başlamaktadır. Arazinin maliki olan şahıs, tapuda adına tescilli olan tarım arazisini, muvazaalı işlemi gerçekleştirmek adına kurulmuş tarımsal amaçlı kooperatife iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra devretmektedir. Elde edilen kazanç, gelir vergisinin konusuna girmediğinden bu işlemle ilgili malik tarafından gelir vergisi ödenmemektedir.

Ayrıca yapılan bu teslim ticari nitelikte bir teslim olmadığından ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu[8]’nun 1. maddesine istinaden verginin konusuna girmediğinden; satış bedeli üzerinden KDV hesaplanmasına da gerek bulunmamaktadır.

Bilindiği üzere, tarım arazileri hukuken tarımsal amaçlar gerçekleştirmek adına kısımlara ayrılabilmektedir. Bu sebeple, bahsi geçen tarımsal amaçlı kooperatif, satın aldığı araziyi tarımsal faaliyetler gerçekleştirmek adı altında bölümlere ayırmakta ancak aslında her bir bölümü hobi bahçesi şeklinde vatandaşlara satmaktadır. Bu satışlar, resmi kurum kayıtlarında kooperatif ortaklığı kuruluyormuş gibi gösterilmekte olup, muvazaalı olan hisse devri işlemleri noter onaylı sözleşmelerle kayıt altına alınmakta ve nihayetinde karar defterine işlenmektedir.

Aslında yapılan işlemler, kanunlarla yasak olması sebebiyle gerçeği aksine göstermek adına yapılan ticari nitelikte satış işlemleri olup, teslim sonucunda oluşan hasılat tutarından KDV hesaplanması ve elde edilen kazanç üzerinden gelir vergisi ödenmesi gerekmektedir. Çünkü, 104 sıra numaralı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği[9] ile 1 sıra numaralı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği[10]’ne göre, bir hesap dönemi içerisinde aynı/ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılması veya faaliyetin organizasyon gerektirmesi ya da amacının ticari olması durumlarında devamlılık unsurunun varlığı kabul edilmektedir.

Gerek tarım arazilerinin işlevinin korunması gerekse de kayıt dışı ekonomi ile mücadele için, tarım arazileri üzerine yapılan hobi bahçelerinde denetimlerin artırılması ve sorumlulara kanuni müeyyidelerin uygulanması önem arz etmektedir.

IV.SONUÇ

Tarım arazilerinin amacı dışında kurulan kooperatiflere devri sonucunda muvazaalı bir biçimde satılmasına ilişkin önceki bölümlerde yasal düzenlemelere ve açıklamalara yer verilmiştir. Kanunen tarım arazilerinin, tarımsal amaçlar için kullanılması zorunlu olduğu halde, söz konusu araziler mülk sahipleri tarafından tarımsal faaliyet gerçekleştirmek yerine, kazanç elde etme gayesiyle özel hukuk tüzel kişileri üzerinden hisselere ayrılarak hobi bahçesi olarak satılmaktadır.

Yapılan ticari nitelikteki teslimlere ilişkin olaraksa ne elde edilen hasılat üzerinden KDV hesaplanmakta ne de ortaya çıkan kazanç üzerinden gelir vergisi ödenmektedir.

Söz konusu yasal olmayan faaliyetlerin ortadan kaldırılması ile ortaya çıkan vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi adına; kanunen imarsız alanlarda yetkili olan resmi makamların tarım arazileri üzerindeki etkinliğini artırması, incelemelerini sıklaştırması, bahse konu muvazaalı işlemleri gerçekleştiren sorumluları tespit etmesi ve bu kişilere para cezaları dahil olmak üzere tüm cezai işlemleri uygulamaları gerekmektedir.

Dünya nüfusunun giderek arttığı ancak verimli toprak miktarının azaldığı hususu da dikkate alındığında, toprak materyalinin planlı ve rasyonel olarak kullanılmasının ülkeler açısından ne kadar önemli olduğu gerçeği hiçbir şekilde unutulmamalıdır.

 

KAYNAKÇA:

5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr /Mevzuat Metin/ 1.5.5403. pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin /1.5.4721.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

3194 Sayılı İmar Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.3194.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/ 1.5.1163. pdf, Erişim Tarihi: 07.09.2023.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin /1.5.5520.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.3065.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.4.193.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

104 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği, https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat, Erişim Tarihi: 09.09.2023.

1 Sıra Numaralı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği, https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/ user_upload/Tebligler/5520/5520 _genteb1_tumguncel.pdf, Erişim Tarihi: 09.09.2023.

Kooperatif ortakları ortaklık paylarını devredebilir mi?, https://koopdestek.org.tr/anasayfa/kooperatif-ortaklari-ortaklik-paylarini-devredebilir-mi/, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

 

[1]4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

[2]3194 Sayılı İmar Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.3194.pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

[3]5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5403. pdf, Erişim Tarihi: 06.09.2023.

[4]1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.1163.pdf, Erişim Tarihi: 07.09.2023.

[5]5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5520.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

[6]Kooperatif ortakları ortaklık paylarını devredebilir mi?, https://koopdestek.org.tr/anasayfa/kooperatif-ortaklari-ortaklik-paylarini-devredebilir-mi/, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

[7]193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.4.193.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

[8]3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.3065.pdf, Erişim Tarihi: 08.09.2023.

[9]104 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği, https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat, Erişim Tarihi: 09.09.2023.

[10]1 Sıra Numaralı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği, https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/ user_upload/Tebligler/5520/5520_genteb1_tumguncel.pdf, Erişim Tarihi: 09.09.2023.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir