Arama Motorlarına Verilen Reklamların Belgelendirilmesi

0

I.GİRİŞ

Türkiye’de faaliyet gösteren mükellefler tanıtım veya pazarlama amacıyla Google vb arama motorlarından reklam hizmeti satın alabilmektedir.

Söz konusu arama motorları Türkiye’deki mükelleflerin verdikleri reklamlar için fatura düzenlenmesine son vermiş ve fatura yerine ilgili reklam hizmeti satın alanlara ekstre verme ile yetinmeye başlamışlardır.

Bu yazımızda arama motorlarında verilen reklam hizmetlerinde belgelendirme ve gider gösterme durumu vergilendirme boyutları değerlendirilmiştir.

II.ARAMA MOTORLARINDA VERİLEN REKLAMLARIN GİDERLEŞTİRİLMESİ
II.1.Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6.maddesine göre kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Aynı maddeye göre safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılarak hükme bağlanmıştır. Buna göre aynı maddenin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

II.1.1.Giderin Kazancın Elde Edilmesiyle İlgili Olduğunun Tespiti

Bir giderin kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğunun kabul edilebilmesi için;

a) İşin mahiyeti ve genişliği ile uygun olması,

b) Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması,

c) Giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi gereği yapılması,

d) Yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve

e) Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması

gerekir.

Buna göre arama motorlarında verilen reklamlar sebebiyle yapılan harcamaların;

-İşin mahiyeti ve genişliğiyle uygun olması,

-Kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması,

-Giderlerin keyfi olmaması ve

-Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelerle tevsik edilmesi

halinde Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilir.

II.2.Vergi Usul Kanunu Bakımından Konunun Değerlendirilmesi

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153.maddesine göre vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı, serbest meslek erbabı, kurumlar vergisi mükellefleri, kollektif ve adi şirket ortaklarıyla, komandit şirketlerin komandite ortaklarından işe başlayanların keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 156.maddesinde işyeri; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tanımlanmıştır.

213 sayılı VUK’nun;

a)227.maddesine göre bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.

b) 229.maddesinde Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmıştır.

c) 231.maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde “Faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılacağı” hükme bağlanmıştır.

d) 232.maddesindeBirinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin:

1.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2.Serbest meslek erbabına;

3.Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4.Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5.Vergiden muaf esnafa

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduğu” amir hükmine yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 253 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeye göre;

“Yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstereilirler. Gider gösterilirken belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.”

Daha önce söz konusu belgeler yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu var idi. Bu kaldırıldı.

II.2.1.Arama Motoru Kuruluşun Ekstrelerinin Gider Gösterilmesi

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;

a) Mükellefin aldığı hizmet karşılığında ödemede bulunduğu yurt dışında mukim kuruluşun, ülkemizde mükellefiyetinin tesis edilmiş ise bu mükelleflerin genel hükümler çerçevesinde mükellefiyet ödevlerini yerine getirmesi ve fatura düzenlemesi gerekir.

Dolayısıyla bu durumda arama motoru kuruluşunun vermiş olduğu ekstrenin Vergi Usul Kanunu uygulaması bakımından kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

b) Mükellefin aldığı hizmet karşılığında ödemede bulunduğu yurt dışında mukim kuruluşun, ülkemizde mükellefiyetinin tesis edilmemiş olması hailnde yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan reklam hizmeti karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yaptıkları ödemelerin Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde belirtilen fatura veya fatura yerine geçen belge veya ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekir.

Ancak Gelir İdaresinin görüşüne göre bu durumda söz konusu ekstrenin tevsik edici belge olarak kabulü için ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge mahiyetinde olmasına bağlı bulunmaktadır.

II.3.Katma Değer Vergisi Kanunu Bakımından Konunun Değerlendirilmesi
II.3.1.Hizmetten Yurtiçinde Faydalanılması

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

a) 1.maddesine göre ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan hizmetler ile her türlü hizmet ithali KDV’ye tabidir.

b) 6/b maddesinde işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

c) 9.maddesinde mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutulabileceği, Türkiye’de ikametgahı, işyeri kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödeneceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabidir.

Dolayısıyla Türkiye’de mükellefiyeti bulunmayan yurtdışında mukim arama motoru kuruluşundan alınan reklam hizmeti ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden yabancı kuruluş olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap mükellef tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenmesi gerekir.

Sorumluluk sıfatıyla beyan edilen KDV’nin beyan edilen dönemde I no’lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilir.

Diğer taraftan KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.

II.3.1.Hizmetten Yurtdışında Faydalanılması

Önceki bölümde yapılan açıklamalara göre hizmetin vergiden müstesna olması veya hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmesi zorunlu değildir.

III.SONUÇ

Bu makalemizde özellikle yurtdışında mukim olup arama motorlarında reklam hizmeti veren kuruluşlara yurtiçindeki mükellefler tarafından verilen reklam harcaması ödemelerinin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınması ve ilgili usul ile esaslar irdelenmiştir.

Bunun yanı sıra söz konusu harcamaların II no’lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesine ilişkin hususlar değerlendirilmiştir.

Kaynak:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
3065 sayılı KDV Kanunu

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir