Holding veya Şirketler Topluluğu Kurmak ve Avantajları

0

I. GİRİŞ

Şirketlerin faaliyet alanlarının büyümesi ve birden fazla üretim, ticaret alanlarıyla iştigal etmesi sebebiyle sevk ve idare bakımından zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Yönetim kolaylığı ve diğer avantajlardan yararlanmak amacıyla Türk Ticaret Kanunundaki ifadeyle şirketler topluluğu kurulmak istenmektedir.

Şirketler topluluğu iki şekilde ortaya çıkmaktadır: Grup Şirketi veya Holding.

I.1. Grup Şirketi

Grup Şirketleri, bir veya birden fazla kişinin oluşturduğu organizasyon olarak ifade edilebilir. Tüzel kişiliği yoktur.

Bir şirketin başka şirketlerin karar alma sürecinde hisse edinimi kapsamında “oy elde etmeyle” çoğunluğa ulaştığı veya paydaşlar ile ortak olarak çoğunluğa sahip olduğu durum şirketler topluluğu olarak ifade edilir.

Karar verme konumunda bulunan hâkim şirket, diğerleri ise bağlı şirket olarak tanımlanır. Hâkimiyet doğrudan hisse sahibi olma şeklinde olabileceği gibi başka şirketler aracılığıyla dolaylı olarak da gerçekleşebilir. Diğer taraftan; hâkimlik ve bağlılık iki taraflı olarak da gerçekleşebilmektedir.

Bu şekildeki her iki durumun da “şirketler topluluğu anlamında” tüzel kişiliği bulunmamaktadır.

I.1. Holding

Holding, anonim şirket olarak Ticaret Bakanlığının izniyle kurulan özel bir şirket türüdür.

Buna göre Holding, tek bir anonim şirket olarak başka şirketlere iştirak etmek suretiyle yapılabilirken; şirketler topluluğu bir şirket türü olarak değil birden fazla şirketten oluşmaktadır.

Holdingler ticari ve sınai faaliyette bulunamaz; bu alanlarda faaliyet gösteren şirketlere iştirak edebilirler. Bu suretle; iştirak ettiği şirketlerde hâkim şirket olarak yönetme yeteneği kazanırlar.

I.3. Holding ve Şirketler Topluluğunda Hâkim Şirket Karmaşası

Grup şirketlerindeki hâkim şirket ile Holding karıştırılmakta veya aynı olduğu kabul edilebilmektedir.

Ancak her ne kadar grup şirketlerindeki hâkim şirket holding özelliklerini taşısa da yasal olarak Ticaret Bakanlığının izniyle kurulmadığı ve iştirak ile beraber ticari ve sınai faaliyette bulunabildiği için Holding değildir. Diğer taraftan; hâkim şirket limited olabildiği gibi anonim de olabilmektedir. Bununla beraber holding şirketler hâkim şirket olmak durumunda veya zorunda değildir. Bu sebeple birçok alanda şirketlerin yönetimini elde etmek suretiyle kar amacı güdebilmektedirler.

II. TÜRK TİCARET KANUNUNDA ŞİRKETLER TOPLULUĞU

6102 sayılı Kanunun 195.maddesinde şirketler topluluğu tanımı yapılarak hükme bağlanmıştır.

Buna göre

1) a) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

  1. Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya
  2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya
  3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,

b) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa,

birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.

2) Birinci fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karinedir.

3) Bir hâkim şirketin, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hâkim olması, dolaylı hâkimiyettir.

4) Hâkim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur. Hâkim şirketler ana, bağlı şirketler yavru şirket konumundadır.

5) Şirketler topluluğunun hâkiminin, merkezi veya yerleşim yeri yurt içinde veya dışında bulunan, bir teşebbüs olması hâlinde de şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Hâkim teşebbüs tacir sayılır. Konsolide tablolar hakkındaki hükümler saklıdır.

6) Şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasında “yönetim kurulu” terimi limited şirketlerde müdürleri, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile şahıs şirketlerinde yöneticileri, diğer tüzel kişilerde yönetim organını ve gerçek kişilerde gerçek kişinin kendisini ifade eder.

II.1. Pay ve Oy Oranlarının Hesaplanması

6102 sayılı TTK’nun 196.maddesine göre;

1) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki iştirakinin yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya payların itibarî değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine oranlanmasıyla bulunur.

Sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki kendi payları, hesaplamada o şirketin esas veya çıkarılmış sermayesinden düşülür.

2) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki oy hakkının yüzdesi, ticaret şirketinin o sermaye şirketinde sahip bulunduğu paylardan doğan kullanılabilen oy haklarının toplamının, sermaye şirketindeki kullanılabilir tüm oy haklarının toplamına oranlanmasıyla bulunur. Hesaplamada, sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki paylarından doğan oy hakları düşülür.

3) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketinde sahip olduğu paylar hesaplanırken ona bağlı şirketlerin sahip oldukları veya onun hesabına alınmış olup üçüncü kişilerin elindeki paylar da hesaba katılır

II.2. Karşılıklı İştirak

Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadır.

Bu payların yüzdelerinin hesaplanmasında yukarıda açıklanan esaslar uygulanır. Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket sayılır.

Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse ikisi de bağlı ve hâkim şirket kabul olunur.

II.3. Bildirim, Tescil ve İlan Yükümlülükleri

TTK’nun 198.maddesine göre;

1) Bir teşebbüs, bir sermaye şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu, yirmisini, yirmibeşini, otuzüçünü, ellisini, altmışyedisini veya yüzde yüzünü temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya payları bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde; teşebbüs, durumu söz konusu işlemlerin tamamlanmasını izleyen on gün içinde, sermaye şirketine ve bu Kanun ile diğer kanunlarda gösterilen yetkili makamlara bildirir.

Payların yukarıda belirtilen oranlarda kazanılması veya elden çıkarılması, yıllık faaliyet ve denetleme raporlarında ayrı bir başlık altında açıklanır ve sermaye şirketinin internet sitesinde ilan edilir. Payların yüzdelerinin hesaplanmasında yukarıda açıklanan esaslar uygulanır.

Teşebbüsün ve sermaye şirketinin yönetim kurulu üyeleriyle yöneticileri de kendilerinin, eşlerinin, velayetleri altındaki çocuklarının ve bunların, sermayelerinin en az yüzde yirmisine sahip bulundukları ticaret şirketlerinin o sermaye şirketindeki payları ile ilgili olarak bildirimde bulunurlar. Bildirimler yazılı şekilde yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan olunur.

2) Öngörülen bildirim ile tescil ve ilan yükümlülüğü yerine getirilmediği sürece, ilgili paylara ait oy hakkı dâhil, diğer haklar donar. Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesine dair diğer hukuki sonuçlara ilişkin hükümler saklıdır.

3) Hâkimiyet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için bu sözleşmenin ticaret siciline tescil ve ilanı şarttır.

Sözleşmenin geçersizliği, bu Kanun ile diğer kanunlardaki şirketler topluluğuna dair yükümlülüklere ve sorumluluklara ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz.

II.4. Bağlı Ve Hâkim Şirketlerin Raporları

TTK’nın 199.maddesine göre;

1) Bağlı şirketin yönetim kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında bir rapor düzenler.

Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir.

Zarar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilir.

2) Rapor, doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olmalıdır.

3) Yönetim Kurulu raporun sonunda şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veya alınmasından kaçınıldığı anda kendilerince bilinen hâl ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığını ve alınan veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığını açıklar.

Şirket zarara uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca zararın denkleştirilip denkleştirilmediğini de belirtir. Bu açıklama sadece yıllık faaliyet raporunda yer alır.

4) Hâkim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından;

  1. Bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları,
  2. Hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri

hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir.

Bağlı şirketler, red için yoruma yer bırakmayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri takdirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâkim şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlüdürler. İstemde bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.

Konu Açıklama Lazım Olan Bilgi veya Belge
 

 

 

Şirketler Topluluğu Haritasının Çıkartılması (Bağlı Şirket-Hâkim Şirket/Teşebbüs ya da Ona Bağlı Şirketlerin Belirlenmesi)

Bir şirket/teşebbüs doğrudan ya da dolaylı olarak bir başka şirketi aşağıdakilerle sınırlı olmamak üzere kontrolü altında bulundurabilir

1. Oy haklarının çoğunluğu

2.Yönetimde karar alacak sayıda üye seçtirme gücü

3. Hisse çoğunluğu

4. Hâkimiyet sözleşmesi

5. Diğer yollardan hâkimiyet Ayrıca,

1. Doğrudan ya da dolaylı (diğer iştirakler aracılığıyla) ilişki olabilir

2.Ortak Girişim (JV) şirketlerinde hâkimiyeti paylaşanların her biri hâkim sayılabilir

3. Sadece şirketler değil teşebbüsler (Gerçek/Tüzel Kişi) dahi hâkim olabilir

Şirketler Topluluğu Haritasının çıkartılması için Şirketler Topluluğuna dahil yurt içinde ya da yurt dışındaki doğrudan ya da dolaylı tüm şirketlerin

1. Sermayesinin

2. Hissedarlarının tam adı soyadı/ticaret unvanının

3. Hissedarlarının Hisse Miktarının/Hisse Oranının/Oy haklarının

4. Yönetim Kurulu üyelerinin tam adı soyadının

5. İmtiyaz (Oy Hakkı/Yönetim Kurulu üyesi belirleme vs.) olup olmadığının,

6.Hâkimiyet/Hissedarlık/Ortak Girişim gibi kontrolü ilgilendiren herhangi bir sözleşmenin bulunup bulunmadığının ve bunlar gibi kurumsal yapıya ilişkin bilgi ve mümkünse dayanak belgelerinin (ana sözleşme/imza sirküleri vs.) temin edilmesi ve şema yapılması

 

Bağlı Şirketin, Hâkim Şirket/Teşebbüs ya da Ona Bağlı Şirketlerle Arasındaki Tüm İlişkilerin Belirlenmesi

Hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir.  

 

Bağlı Şirketin, Hakim Şirket ya da Hakim Teşebbüsle ya da ona bağlı şirketlerle arasındaki tüm hukuki işlemlerin veya alınmasından kaçınılan önlemlerin belirlenmesi, hakim şirketin yönlendirmesi olup olmadığının tespiti.

 

 

Bağlı Şirketin Uğradığı Kayıpların ve Kayıpların Giderilip Giderilmediğinin Belirlenmesi

 

 

1.Hâkim Şirket hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanmamalıdır.

2. Kayıp malvarlığının azalması ya da riske sokulması şeklinde olabilir.

3. Kayıp, aynı koşulda bağımsız bir başka şirketin yapmayacağı işlemlerden doğan zararlardır.

Hâkim Şirketin yönlendirmesi ve hakimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanıp kullanmadığının, kayıp varsa giderilip giderilmediğinin belirlenmesi

Kayıp için örnekler: Bağlı Şirket’te iş, varlık, fon, personel, alacak, borç devri yaptırmak, karını azaltmak veya aktarmak, malvarlığı üzerinde başkaları lehine hak tesis etmek, kefalet, garanti, aval verdirmek, tesislerini yeniletmemek, yatırımlarını kısmak vs.

 

 

Bağlılık Raporunun Sonuç Bölümü

 

1. Yıllık Faaliyet Raporuna, Bağlılık Raporunun Sonuç Bölümünün eklenmesi gerekmektedir.

Bağlı Şirketin, Hâkim Şirket/teşebbüs veya ona bağlı diğer tüm şirketlerle arasındaki ilişkilerin incelenmesi, kayıp olup olmadığının ve eğer varsa bu kayıpların giderilip giderilmediğine ilişkin Bağlılık Raporunun sonuç bölümünün hazırlanması


II.5. Hakların Donması

TTK’nun 201.maddesine göre;

Bir sermaye şirketinin paylarını iktisap edip karşılıklı iştirak konumuna bilerek giren diğer bir sermaye şirketi, iştirak konusu olan paylardan doğan toplam oylarıyla diğer pay sahipliği haklarının sadece dörtte birini kullanabilir; bedelsiz payları edinme hakkı hariç, diğer tüm pay sahipliği hakları donar.

Söz konusu paylar toplantı ve karar nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Bu hususta TTK’nın 389 ile 612 nci madde hükümleri saklı tutulmuştur.

Öngörülen sınırlama, bağlı şirketin hâkim şirketin paylarını iktisap etmesi veya her iki şirketin birbirlerine hâkim olması hâlinde uygulanmaz.

II.6. Tam Hâkimiyet Hâlinde Talimat, İstisnası ve Sorumluluk

Bir ticaret şirketi bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısalar bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir.

Bağlı şirketin organları talimata uymak zorundadır.

Ancak bağlı şirketin ödeme gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek olan veya önemli varlıklarını kaybetmesine yol açabilecek nitelik taşıyan talimat verilemez.

Bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve sorumlu tutulabilecek ilgililer, tam hakimiyet talimat ve istisnası kapsamındaki talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar.

II.7. Özel denetim

6102 sayılı TTK’nun 207.maddesine göre;

Denetçi, özel denetçi, riskin erken saptanması ve yönetimi komitesi; bağlı şirketin, hâkim şirketle veya diğer bağlı bir şirketle ilişkilerinde hilenin veya dolanın varlığını belirtir şekilde görüş bildirmişse, bağlı şirketin her pay sahibi, bu konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.

II.8. Satın Alma Hakkı

Hâkim şirket,

  • Doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse,
  • Azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa

hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa TTK’nun 202.maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir. (TTK madde 208)

II.9. Güvenden Doğan Sorumluluk

Hâkim şirket, topluluk itibarının, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın kullanılmasının uyandırdığı güvenden sorumludur. (TTK madde 209)

III. HOLDİNG ŞİRKETLERİN KURULMASI

6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda anonim şirket kuruluşu için 5 ortak şartı öngörülmüş; ancak 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunla bu şart ortadan kaldırılarak tek kişilik anonim şirket kurulmasına olanak sağlanmıştır.

Buna göre Holding Şirketler tek veya birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından kurulabilir.

Holding şirketler TTK’nunda doğrudan düzenlenmemiştir. Sadece 519.madde hükmünde “….. başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler” şeklinde geçmektedir.

Ancak konuya ilişkin olarak yayımlanan idari düzenlemede esasları kararlaştırılmıştır.

III.1. Holding Şirketlerin Unvanı

Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine Ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 5.maddesine göre;

Holding şirketler anonim şirket şeklinde kurulmak zorunda olup holdinglerin kuruluş ve esas sözleşme değişiklikleri Ticaret Bakanlığının iznine tabidir.

Ancak, kayıtlı sermaye sistemine kabul edilen Sermaye Piyasası Kanununa tabi halka açık anonim şirketlerin kayıtlı sermaye tavanı içinde yapacakları sermaye artışlarında Bakanlık izni aranmaz.

III.2. Bakanlık İzni Alınması

Holding şirketlerin kurulabilmesi için aşağıda belirtilen belgelerle Ticaret Bakanlığına başvurularak İç Ticaret Genel Müdürlüğünden izin alınması zorunludur:

a) Kurucuların imzaları noter tarafından onaylanmış esas sözleşme,

b) Kuruluşu, diğer resmi kurumların uygun görüşünü veya iznini gerektiren şirketler için uygun görüş veya izin yazısı.

Holding şirketlerin, esas sözleşme değişikliklerinin genel kurulda görüşülebilmesi için aşağıda belirtilen belgelerle başvurularak aynı Genel Müdürlükten izin alınması zorunluluğu bulunmaktadır:

a) Esas sözleşme değişikliğine ilişkin yönetim kurulu kararının noter onaylı örneği,

b) Esas sözleşmenin değişen maddesinin/maddelerinin yeni metni,

c) Esas sözleşme değişikliği diğer resmi kurumların uygun görüşünü veya iznini gerektiren şirketler için uygun görüş veya izin yazısı,

ç) Sermaye artırımına ilişkin esas sözleşme değişikliğinde;

1) Sermayenin tamamının ödendiğine, karşılıksız kalıp kalmadığına ve şirket özvarlığının tespitine ilişkin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu,

2) Sermaye artırımının iç kaynaklardan yapılması halinde, iç kaynaklardan karşılanan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğuna ilişkin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu, denetime tabi şirketlerde ise denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu,

3) Konulan ayni sermaye ile sermaye artırımı sırasında devralınacak işletmeler ve ayınların değerinin tespitine ilişkin mahkemece atanan bilirkişi tarafından hazırlanmış değerleme raporları,

4) Konulan ayni sermaye üzerinde herhangi bir sınırlamanın olmadığına dair ilgili sicilden alınacak yazı,

5) Ayni sermaye olarak konulan taşınmazın, fikri mülkiyet haklarının ve diğer değerlerin kayıtlı bulundukları sicillere şerh verildiğini gösteren belge.

d) Sermayenin azaltılmasına ilişkin esas sözleşme değişikliğinde; sermayenin azaltılmasına rağmen şirket alacaklılarının haklarını tamamen karşılayacak miktarda aktifin şirkette mevcut olduğunun belirlenmesine ilişkin yeminli mali müşavir raporu, denetime tabi şirketlerde ise denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu.

III.2.1. İzin Alma Tarihi

Bakanlık izninin,

  • Şirketin kuruluşunda ticaret sicili müdürlüğüne tescil başvurusundan önce,
  • Esas sözleşme değişikliklerinde ise genel kurul tarihinden önce

alınması gerekir.

Bakanlık izni alınmadan kuruluş ve esas sözleşme değişikliği işlemleri ticaret sicili müdürlüğüne tescil edilemez.

IV. GRUP ŞİRKETLERİNDEKİ HÂKİM ŞİRKET İLE HOLDİNGLERDE AVANTAJLAR

IV.1. Ticari Avantajlar

Grup Şirketi veya Holding Şirketle faaliyet göstermenin sağladığı olanak ve avantajları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Teknolojinin, büyük işletmelerin ve küreselleşmenin üst seviyede olduğu günümüz ekonomisinde yatırımdan üretime, üretimden satışa ve finansal fonlamaya kadarki yoğun ve ayrık olmakla beraber bütünsel işlemlerin Hakim Grup Şirketi veya Holding Şirketler ile merkezi bir yönetimin kolaylanması ve hedeflerin gerçekleştirilmesi mümkün olabilmektedir.
  • Özsermeye ile yatırım yapmak daha kolay hale gelmektedir.
  • Unvan, marka tasarım, patent, fikri mülkiyet gibi hakların grup içindeki işletmeler arasında karşılıklı olarak kullanılabilmesi mümkün olduğundan grup içi maksimum fayda sağlamaktadır.
  • Bilgisayar programları, bilgi işlem gibi unsurların ortak kullanıma sunulması maliyetleri düşürebilmektedir.
  • Rekabet edebilirlik gücünün artırılması kar maksimizasyonu kapsamında ticari avantajlar elde edilebilmektedir.
  • Piyasa risklerinin paylaşılarak zarar unsurlarının hafifletilmesi mümkün olabilmektedir.
  • Karın aynı grup içinde kalması sağlanarak daha güçlü sermaye olanağı sağlanabilmektedir.
  • Uluslararası boyut edinme ve uluslararası fırsatlardan yaralanma imkânı sağlanabilmektedir.
  • Daha fazla uzmanlaşmak ve iş bölümü sağlamak mümkün hale gelmektedir.

IV.2. Vergisel Avantajlar

Hâkim Grup Şirketi veya Holding Şirketle faaliyet göstermenin sağladığı olanak ve avantajlar şöyle sıralanabilir:

  • Hâkim Grup Şirketi ile Holdinge dağıtılan kar payları Kurumlar Vergisi Kanununda iştirak kazancı olarak nitelendirilmekte ve Kurumlar Vergisi bakımından istisna kabul edilerek vergi hesaplanmamaktadır.
  • İştirak edilen şirketlerin kar dağıtımında bulunması halinde iştirak eden şirkete dağıtılan kar payı üzerinden stopaj gelir vergisi (yazımız tarihi itibariyle % 15) hesaplanmaz. Söz konusu iştirak kazancından elde edilen karın Hâkim Grup Şirketi veya Holding tarafından dağıtılması halinde bir yıl sonra stopaj gelir vergisine tabi tutulması durumu ortaya çıkar ki; bu suretle % 15 oranındaki Stopaj Gelir Vergisi bir yıl süreyle grup tarafından finansman kaynağı olarak kullanabilme olanağına sahip olunmaktadır.
  • Aktifte 2 tam yıl kayıtlı olmak şartıyla iştirak hisselerinin satılması halinde doğan kazancın % 75’i Kurumlar Vergisi ve KDV bakımından vergilendirilmemektedir.
  • Holding Şirket tarafından dış finansman kaynaklarından elde edilen krediler aynı şartlarda olmak kaydıyla iştiraklere borç olarak verilebilmekte; iştirakler tarafından giderleştirilebilmekte ve bu transferler örtülü sermaye veya örtülü sermaye dağıtımı olarak kabul edilmemektedir. Bu husus, Gelir İdaresince verilen özelgelerle Hâkim Grup Şirketler için de geçerlidir, denilebilir.
  • Holding Şirket bünyesinde iştirak edilen şirketler için yapılan giderler yansıtma faturasıyla ait olduğu şirketlerde zarar yazılmak suretiyle giderleştirilebilmektedir.

V. SONUÇ

Büyük ölçekli işletme boyutları ile farklı alanlarda üretim ve ticaret yapıldıkça sevk ve idareyi bir Holding veya Hâkim Grup Şirketi bünyesinde toplamak suretiyle maliyetleri düşürmek ve kar maksimizasyonunu sağlamak mümkün olmaktadır.

Bu durum Holdingleşmeyi diğer avantaj unsurlarıyla beraber kaçınılmaz hale getirmektedir.

Sonuç olarak ortaya çıkan Holdingleşmede veya şirketler topluluğunda bütünsel olarak düşünüldüğünde; holding şirket kurulduktan sonra kazanılan avantajlarla daha fazla büyüme olanakları da elde edilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir