Yabancı Ülkelerde Patent Hakkı Almaya Yönelik Yurt Dışında Mukim Şirkete Hizmet Mukabili Yapılan Ödemelerde Vergi Uygulaması
I. GİRİŞ
Örnek Vakıa:
ABC AŞ, bisküvi ve çikolata ile iştigal etmekte ve imal ettiği ürünleri aynı zamanda ihraç etmektedir. Söz konusu şirketin Türkiye’de bulunan marka ve modellerin yurt dışında çeşitli patentini almak amacıyla yurt dışında (ABD’de) mukim bir patent firmasıyla anlaşma yapılmıştır.
Bu anlaşma kapsamında yapılan ödemelerin vergi uygulamasına ilişkin esaslar aşağıda açıklanmıştır.
II. ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI BAKIMINDAN UYGULAMA
31/12/1997 tarih ve 23217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan;
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın 14.maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
“2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir.”
Bununla beraber, bu faaliyetlerin diğer Devlette icra edilmesi halinde:
- Teşebbüs, bu faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Devlette bir işyerine sahip olması veya
- Faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşması
Halinde söz konusu gelir, aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yapılan açıklama ve hükümlere göre;
ABC AŞ’nin uluslararası patent başvurusu kapsamında ABD mukimi şirket tarafından verilen hizmetin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilerek, söz konusu hizmet dolayısıyla ABD mukimi şirketin elde ettiği gelirlerin vergileme hakkı, bahsi geçen faaliyetler Türkiye’de icra edilmediği sürece yalnızca ABD’ye aittir.
Diğer taraftan;
- Faaliyetin Türkiye’de bir iş yeri vasıtasıyla icra edilmesi veya
- Bu faaliyetlerin Türkiye’de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşan sürelerle icra edilmesi durumunda
Türkiye’nin de söz konusu işlemlerden vergi alma hakkı doğmaktadır.
II.1. Mukimlik Belgesinin Önemi
Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata değişiklik getirdiği durumlarda;
ABD mukimlerinin Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratların Anlaşma hükümleri çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için, ABD yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noter veya bu ülkelerdeki Türk Konsolosluklarınca tasdikli bir örneğini, kendilerine yapılan ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapacak vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz etmeleri gerekmektedir.
Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ilgili anlaşma hükümleri yerine Türkiye iç mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır.
III. VERGİ USUL KANUNU’NA GÖRE UYGULAMA
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227.maddesinde;
Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.
Aynı Kanunun 229 ve takip eden maddelerinde düzenlenen veya Maliye Bakanlığına verilen yetkiye dayanılarak düzenlenmesi uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtlar vesikalara dayanılarak tevsik edilmesi gerekir.
Yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekte idi.
göre;
Ancak Maliye Bakanlığı 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapmış olduğu idari düzenlemeyle;
- Bu işlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarına neden olması,
- Mükellefler bakımından ağır külfetler getirdiği anlaşılması
Sebebiyle söz konusu Genel Tebliğ ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışında temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır.
Buna göre;
“Yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir.”
Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre;
ABC AŞ, şirketi bünyesinde bulunan marka ve modellerin yurt dışında patentini almak amacıyla ABD’de mukim patent firmasıyla yapılan anlaşma çerçevesinde anılan firmadan alınan hizmet için yüklenilen (ödenen) tutarların işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.
Ancak bunun yapılabilmesi için;
Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde belirtilen fatura veya fatura yerine geçen vesika ya da ilgili ülke vergi mevzuatına göre muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
IV. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6.maddesinde;
Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş olup anılan maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre;
ABC AŞ’nin Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde belirtilen fatura veya fatura yerine geçen vesika ya da ilgili ülke vergi mevzuatına göre muteber bir belge ile tevsik edilmesi şartıyla şirketi bünyesinde bulunan marka ve modellerin yurt dışında patentini almak amacıyla ABD’de mukim patent firmasıyla yapılan anlaşma çerçevesinde anılan firmadan alınan hizmet için yüklenilen (ödenen) tutarların işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.
IV.1. Kurumlar Vergisi Stopajı
Kurumlar Vergisi Kanunun 30.maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.
addenin birinci fıkrasının (b) bendinde, serbest meslek kazançlarından, (c) bendinde gayrimenkul sermaye iratlarından, ikinci fıkrasında ise ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı, hükme bağlanmıştır.
Vergi kesintisi oranları serbest meslek kazançlarından % 15 olarak belirlenmiştir.
V. KATMA DEĞER VERGİSİ UYGULAMASI
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu bakımından
Türkiye’de yapılan ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri kapsamında yapılan teslim ve hizmetler kavranmıştır.
Aynı Kanunun 9.maddesinde; mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği
Hükme bağlanmıştır.
Örnek olaydaki ABC AŞ’nin marka ve modellerin yurt dışında bulunan firma aracılığıyla patent altına alınması hizmetlerinden yalnızca yurt dışında faydalanılması (diğer bir ifade ile söz konusu patent hizmetinin Türkiye’de koruma sağlamaması) halinde, söz konusu hizmetler KDV’nin konusuna girmediğinden vergilendirilmeyecektir.
Ancak
- Yurt dışından alınan söz konusu hizmetin Türkiye’de de koruma sağlamasına ilişkin olması halinde
bu hizmetlerden yurt içinde yararlanılmış olacağından hizmet bedeli üzerinden KDV hesaplanarak ABC AŞ tarafından 2 No.lu KDV beyannamesi ile tam tevkifat kapsamında beyan edilmesi ve ödenmesi gerekmektedir.